PROJE Mİ DEDİNİZ?
TALAT YAVUZ
PROJE Mİ DEDİNİZ ?
Herkesin projesi var. Her kademeden eğitim bürokrasisi, dernekler, vakıflar, sendikalar, hemşeri dernekleri onlarca proje yürütüyor, seminer veriyor, yarışma ve etkinlik yapıyor. Sosyal medya proje ve etkinlik paylaşımlarından geçilmiyor.
Bunda ne var demeyin, okul müdürleri isyanda, kimi nereye göndereceğimizi, nereye yetişeceğimizi şaşırdık diyorlar. Ortak fikir, bu işin abartıldığı ve eğitim öğretimi aksattığı yönünde. Çakışan etkinlikler, aynı anda birçok yerde olması istenen idareciler, boş geçen dersler, derslerden alınan öğrencilerle büyük bir kargaşa yaşanıyor.
Yürütülen çok değerli proje ve etkinliklere zarar vermeden bu kargaşa nasıl önlenir? Amaç nedir? Alınan sonuçlar, feda edilen derslere değiyor mu? Eğitim değeri olan kaç etkinlik yapılıyor? Bu problem yeni mi ortaya çıktı?
Bu konuda arşivime baktığımda, yaklaşık altı yıl önce, 12 Şubat 2013 tarihinde aynı konuda; “İçi Boş Projeler Dönemi” (http://www.mebpersonel.com/sendikalar/ici-bos-projeler-donemi-h46216.html) başlığıyla yazdığım yazımı buldum. Bu problem eski ve giderek yaygınlaşan bir probleme benziyor. Alınganlık göstermeden, art niyet aramadan, niyet sorgulamadan, soğukkanlılıkla konu analiz edilmeli ve gereken önlemler alınmalıdır.
Özel okulların reklam, dernek ve vakıfların taraftar, bürokratların makam, tüccarın kazanç, siyasilerin oy kaygısıyla yürüttüğü proje ve etkinlikleri, eğitimcilerin masaya yatırma zamanı gelmiştir. Geç kalırsak yazık olacak. Hem zamanımıza, hem kaynağımıza hem de çok değerli olan etkinlik ve projelere yazık olacak.
İlke ve esaslar belirlenmeli ve titizlikle uygulanmalıdır. “Öğrenciler ve öğretmenler dersten alınmaz, gönüllülük esastır, ücret istenmez, aynı konuda birden çok etkinliğe izin verilmez, başlangıç ve bitiş süreleri belirtilir, öncelikler iyi belirlenir, pedagojik açıdan incelenir, astlara proje emredilmez/teşvik edilir, okulların özgünlüğüne zarar verilmez, yerel şartlara dikkat edilir…” gibi esaslar belirlenebilir.
Projeler, etkinlikler, yarışmalar ve seminerlerle elde edilmek istenen ne ise iyi tanımlandığında, bir sınıf düzeyinde bir dersin içeriğinde, bir kazanım olarak zaten amaçlandığı görülecektir. Öyleyse bırakalım öğretmenler derslerini yapsınlar. Herkes kendi işini yapsın. Kimse başkasının alanına girerek kendine iş çıkarmasın.
Bakanlığın en üst birimlerinden ilçe milli eğitim müdürlüklerine kadar, yürütülen, ortak olunan, onay verilen bütün projeler tespit edilmeli, analiz edilmeli, eğitim değeri olmayanlar elenmelidir. Okulların uygulaması gereken projeler, genel müdürlüklerin gündeminde olmamalıdır. “Kapsayıcı Eğitim” gibi seminerler, seminer dönemlerinde yapılmalıdır. Angaryaya ve keyfiliğe kapı aralanmamalıdır.
Daha önce büyük umutlarla, görkemli açılışlarla hayata geçirilen ve büyük bir hayal kırıklığı ile sonlanan proje örneklerinden gereken dersler çıkarılmalı ve aynı hatalar tekrar tekrar yapılmamalıdır. Bakanlık bir iyilik yapsın, “Bir Milyon Fikir” uygulamasından gelen önerileri ve uygulamadaki mevcut projeleri bir havuzda toplasın ve okullarımız; öğrencilerinin, okulunun, öğretmen ve velilerinin ihtiyaç ve taleplerine göre seçerek sayılı projeyi hayata geçirsin.
En büyük projemiz, en temel işimizi yapmak olsun. Herkes, her kurum yapması gereken işini, en iyi şekilde yaparsa, bu kadar projeye zaten gerek kalmaz ve proje enflasyonu yaşanmaz.
Talat YAVUZ
Eğitim Bir Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı
yavuztlt@hotmail.com
www.twitter.com/talatyavuz29
www.facebook.com/TalatYavuz29/
