Performans Değerlendirmede Kim İnat Ediyor?
TALAT YAVUZ
Anlayan varsa beri gelsin. Pilot uygulamasında bile problem yaşanmış, öğretmenlerin büyük tepkisini çekmiş ve gündemden düşmüş bir uygulamayı, yönetmelik taslağı yayınlayarak yeniden gündeme getirmekteki inat nedendir?
Öğretmen odalarından yükselen şu soruya, bir yetkili mantıklı bir cevap versin: “Bu uygulamanın ülkemizde bir başka meslek grubu için uygulanmış bir örneği var mıdır? Eğitimde, sistemini oturtmuş, istikrarı yakalamış, başka ülkelere esin kaynağı olmuş herhangi bir ülkede örneği var mıdır?”
Bu uygulamanın muhtemel sonuçları öngörülemediği için mi yeniden gündeme getiriliyor? Öğretmenlerin, veliler, öğrenciler ve basın üçgeninde yaşadığı sıkıntılar, bakanlığa ulaşmıyor mu? Alo 147’den gelen anlamsız şikâyetlerin, idareci ve öğretmenleri mesleklerinden bezdirdiğini kimsecikler görmüyor mu? Şiddete uğrayan öğretmen diye bir problem yok mu?
Çorlu’daki öğrencinin, sınıfta her türlü hakareti yaptığı öğretmenine vereceği puan mı size yol gösterecek? Değerlendirmenin ne olduğu ile ilgili hiçbir eğitimi olmayan velinin vereceği puan mı size rehberlik edecek? Karşılıklı puan vermek durumunda bırakacağınız, öğrenci ve öğretmen arasında oluşacak hassas durumun da mı farkında değilsiniz?
Binalara yatırım yaptık, başarı gelmedi; akıllı tahtalara, tabletlere yatırım yaptık, başarı gelmedi. Sınav sistemlerini, müfredatı, ders kitaplarını değiştirdik başarı gelmedi. Bakanları, bürokratları, müfettişlerin adlarını, okulların tabelalarını değiştirdik olmadı. Eğitim sistemimizde, her şeye rağmen çaba sarf eden, çalışan, güzel örnekler sergileyen, fedakârlık yapan öğretmenleri bari rahat bırakın. Rotasyon ve performans tehdidinden başka, öğretmene verecek bir şeyiniz kalmadıysa size ne diyeyim, bilmiyorum ki?
Planladığınız bu performans değerlendirme sistemi, öğretmenleri küçük düşürüyor, canlarını sıkıyor. Öğrenciler, öğretmenlerine; “Şimdi elimize düştünüz.” diyor. Bu inadınızdan vaz geçmezseniz veliler, kendilerini öğretmenlerin amiri gibi göreceklerdir. Öğretmenler daha kolay hedef olacak, daha çok öğretmen şiddete uğrayacak, daha çok öğretmen mesleğine küsecektir. Büyük umutlarla başlatılan, ancak bugün hiç kimsenin adını bile anmadığı onlarca projeye ve uygulamaya bakarak bari sağlıklı karar verin.
On iki yıldır öğretmeninin önüne bir kariyer sistemi çıkaramayan, teşvik edici düzenlemeleri yapamayan, hizmet içi eğitimi yapılandıramayan, yıllarca konuşulan akademiyi kuramayan bakanlığımız; öğretmeni, öğretmen arkadaşına, öğrenciye ve veliye değerlendirterek, öğretmenleri daha verimli çalıştıracağına, çıkacak sonuçları analiz ederek alacağı önlemlerle öğretmenin performansını artıracağına inanmamızı bekliyor.
Bu uygulamada kim inat ediyorsa, sürecin sonunda üreteceği sadece siyasi maliyet olacaktır. Muhtemel sonuç bu olunca, akıllara sık sık gelen; “Acaba bu uygulamaları birileri, bütün öğretmenlerin husumetini bir yerlere yöneltmek için mi yapıyor?” sorusu cevabını aramaya devam edecektir. Kim inat ediyorsa, yol yakınken vazgeçsin. Öğretmenin yıkılan imajının bedelini sadece siz değil millet ödeyecektir, bilginiz olsun.
