Yazı
Yazar : Ramazan ÇAKIRCI
79841 Görüntülenme
Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız
Ramazan ÇAKIRCI

Bir yılı daha geride bırakarak birikimlerimizle, tecrübelerimizle, kazandıklarımızla, eylemlerimizle yeni bir yıla merhaba diyoruz. Geçen yıl her birimiz için çok zorlu geçti. Mücadele edenler hiçbir zaman kolayı tercih etmez, sendikamızın her bir öncüsü işinin daha zor olduğunu bilir. Davamızın öncüleri hiçbir dönemde kolay olanı, bayağı olanı tercih etmedi. Bu öncüler, derdi olanlardır. Çünkü derdi olan, hedefi olan her bir Eğitim-Bir-Senli öncü aynı zamanda bir aksiyon adamıdır, eylem adamıdır. Toplumun öncüleridir. Aksiyoner insan adalet adına, hakikat adına insanlığa umuttur. Bu öncüler, insanlığa umutturlar; mazlumun, mağdurun ve masumların sesi olmayı bir görev bilirler.

Toplumun öncüleri, sendikacılığı; bireyi ve bireye mal olmuş değerleri esas alarak sendikacılık yapar. Özlük ve özgürlük mücadelesini sağduyulu, sakin, köpürmeden, soğukkanlı bir şekilde sorunların üzerine giderek ve özüne dokunarak çözüm arar. Yeni yaklaşımlar geliştirip kucaklayıcı ve kuşatıcı bir yol seçer. Karşı tarafta olanlar ise anında keskin sirkeye dönen toplum hassasiyetlerini galeyana getiren nefret psikolojisiyle potansiyelini korumaya çalışan çatışmacı ve uzlaşmaz bir kültürü yaygınlaştıranlardır. Burada, toplum öncülerinin karşı tarafta duranlardan farkı, mücadeleleri ve kazanımları daha kalıcı ve daha uzun sürelidir.

Karşı tarafın sendikacılığı ise, sadece duygulara hitap eden tahrik edici ve geçicidir. Doğruya, kaçınılmaz değişime direnmektir. Dar bir çerçevede dolanıp durmaktır. Söylem ve eylem birlikteliği yoktur. Üretim kabızlığı yaşarlar. Merhum Ali Şeriati’nin deyimiyle, “Onlar sadece konuşurlar ve dar bir çerçeve içinde dolanıp dururlar, dolayısıyla onların konuşmalarında bir şey ortaya çıkmaz.”

Bunların söylemleri ile eylemleri hiçbir zaman bir bütünlük oluşturmaz. Bu nedenle onların tümünü toplasanız BİR etmezler. Bir, söylemin ve eylemin birliğidir. Söylemimiz neyse, eylemimiz de odur. Diğer türlü davrananların durumu; söylemleri gerçeklerini, gerçekleri söylemlerini yalanlar.

Malum korkular insanı yalana götürür. Ama asıl tehlikeli yalan, içinde çıkar unsurunun bulunduğu yalandır.

Peki, yalanın tedavisi var mı?

Elbette yapılacak çok şey var. Ancak kişilik bozukluklarında bu problem zor düzelir. Teyyo Emmi ülkemizde bunun klişeleşmiş bir örneğidir.

Sendikacılığın ‘Teyyo Emmi’ boyutuna gelince; Teyyo Emmi sendikacılığı, yıllarca hiçbir şey üretmeyip, bir şeyler yapıyormuş gibi satış yapmaktır. Yıllarca yetkili olup, Eğitim-Bir-Sen’in, mutabakatsızlıkla sonuçlanan ilk toplu sözleşmede elde ettiği kazanımlar kadar toplamda kazanım elde edemeyip, ağzını doldurarak konuşmaya devam etmektir. İş yapanlara hakkını teslim etmek yerine gürültü çıkararak, çığırtkanlık yaparak baskın gözükmeye çalışmaktır.

Bu tür sendikacılık, “küçük Devlet”in sarışınlığına soyunmaktır, tüm yetkileri kaybederek hüsrana uğramaktır. Bu hüsranın neticesi, üretim kabızlığı yaşatmaktır. İki yıl önce yüreklerine saplanmış bir yazıya takla attırmaktır. Tereciye tere satmaktır. Bu sendikal anlayış fikir kabızlığı yaşadığı için aynaya bir daha bakmalarını hatırlatmak yine bizlere düşüyor.

Sendikal çürümeye önayak olanların defolarını hatırlatarak konforlarını bozmaya devam edeceğiz. Sendikamızın öncüleri, bu ülkenin korkaklar ülkesi, salyangozlar ülkesi olmasına, herkesin kabuğuna çekilerek ortalığı yarasaların kaplamasına müsaade etmeyecek; yol olmayı, yol almayı ve yol açmayı sürdürecektir.

Eğitim-Bir-Sen olarak, katsayı zulmünün son bulmasında, üniversitelerde başörtüsü yasağının kalkmasında, Kur’an kurslarında yaş sınırlamasının kaldırılmasında, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılmasında, Kur’an-ı Kerim, Siyer ve Temel Dini Bilgiler derslerinin müfredata konulmasında öncü olduk. Kısacası, insanımızın canını acıtan konularda köklü değişiklik yapılmasının iklimini oluşturduk.

Başta demokratik haklarımız olmak üzere, emeğimizin, alın terimizin karşılığı olan ama yıllarca verilmeyen haklarımızı örgütlü gücümüzle bir bir alıyoruz ve almaya da devam edeceğiz.

Yeni yılda; toplumu tek tip, tek çizgili, tek boyutlu oluşumlardan kurtarmak için, adaletin ve hakkın tesisi için, toplumun geleceğini yeniden inşa etmek için örgütlü gücümüzü daha çok seferber etmekten çekinmeyeceğiz.

Özlük ve özgürlük mücadelesinde yeni kazanımlara hep birlikte imza atacağız.

Arkadan gelen seslere ise asla kulak asmayacağız. 

Yazarın Diğer Yazıları
#

Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası

#

Emek varsa başarı vardır

#

Mutfak yangın yeri

#

Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası

#

Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin

#

Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz

#

Sendikacılığın hokkabazları

#

Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret

#

Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal

#

Ne rakipsiniz ne de refik

#

Devlet yalan söylemez!

#

Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik

#

Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok

#

Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır

#

Uluslararası sempozyumumuzun ardından

#

Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...

#

İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir

#

İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak

#

Gelecek sizinle daha iyi olacak

#

Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri

#

Bir halk destanı: 15 Temmuz

#

Gelecek günler daha güzel olacak

#

Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık

#

Öze yeni bir yolculuk zamanı

#

Seçimimiz Kumpasları Bozmalı

#

Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar

#

Yüreğe Düşen Loğ Taşı

#

İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk

#

Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun

#

Yeniden Bismillah

#

Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz

#

MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok

#

Y.U. Sendikacılığı

#

Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?

#

Özgür Üniversite ve Örgütlenme

#

Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü

#

Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları

#

MEB Hatasından Dönmelidir

#

MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir

#

Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!

#

MEB’e Acil Reçete

#

Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme

#

Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız

#

Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?

#

Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor

#

Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?

#

Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?

#

Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri

#

Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!

#

Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek

#

Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir

#

Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar

#

Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?

#

Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca

#

Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?

#

Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var

#

Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü

#

Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!

#

Usuls

#

Garip Bir Dava ve Sonrası…

#

Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!

#

18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!

#

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi

#

Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik

#

Hedefe Emin Adımlarla!

#

Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!

#

Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir

#

Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti

#

Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen